Bu başlık size çok garip gelmiş olabilir; oysa ben bunu birebir yaşama şansı buldum.
Aşağdaki görsel, şirketimizin geçtiği kriz dönemini çalışanlar olarak iş birliği içinde, 'bir' olarak geçirme niyetimizi ve ihtiyacımızı belirtmek için benim kullanmaya başladığım bir görseldi. Benimle birkikte şirketimizdeki bir çok arkadaşımın da imzasında kullandığı görsel olmuştu.
İşlerin nasıl gelişeceğini öngöremediğiniz, operasyonunuzu/tedarik zincirinizi/müşterinizi yönetmek için yeni yöntemlere ihtiyaç duyduğunuz kriz ortamlarında, oyunu tersime çevirecek şey ÇALIŞANLARINIZIN katılımı olacaktır.
Zaman, sadece yönetim ekibinizin aklını değil; ortak aklı kullanmanız gereken zamandır.
Bunun için iç iletişimi sürekli kılmalısınız. Ve iletişimlerde mümkün olduğu kadar şeffaf olmalısınız.
Çalışanlarınızın kurumunuza ve size olan bağlılıklarının arttığını ve birçoğunun şirketleri, çalışma arkadaşları ve kendi kaderleri için normalin üzerinde bir heyecan, tutku ve motivasyonla çalıştığını göreceksiniz. Çevik Çalışma Yaklaşımında dendiği gibi: İnsanlara Nedeni verin, Nasılını onlara bırakın.
Ve çağrınızı kabul etmeleri için insan olun. Duygularınızı saklamayın. Zorlanıyor olabilirsiniz, şirketiniz ve çalışanlarınız ile ilgili kaygılarınız olabilir. Paylaşın.
İnsanlar sahte güçlü liderleri takip etmezler. Samimi olan ve savaşta ön safta yer alan liderleri takip ederler.