Yıllarca stratejik iletişim danışmanlığı alanında yurtiçi ve uluslararası birçok farklı organizasyonel gelişim ve kültürel değişim projelerinde çalıştım. Gözlemim şuydu:
Süreçler ve metodolojileri öğrenmek göreceli olarak daha kolaydı, ancak iş insana gelince çok dinamik ve kompleks bir olguyla karşılaşıyordunuz.
Tüm şirketler aslında ‘iki cepheli’ bir durumu yönetmek durumunda:
1- Pazarı ve müşterileri kazanmak (dış cephe),
2- Yerleşik temel iş sistemleri ve kültürleriyle (iç cephe) başa çıkmak.
Soru ise şu: ‘Bu 2 farklı cephedeki performansımızı nasıl sürekli artıracağız?’
Bunun nasıl olacağı konusunda çok fazla deneyimimiz oldu. En öz biçimde, bir organizasyonun vakalara bütünsel bir şekilde ‘Strateji-Yapı-Kültür’ çerçevesinden bakıp çalışmalarını başlattığında ve ‘insanı’ odağına aldığında gerçek potansiyelini daha rahat ortaya çıkarabildiğini gözlemledik. Ve ödül kazanan bir model oluşturduk.
Yaklaşımımız ve modelimizden 2019’da Viyana’daki Agile Konferans’ında tanıştığım Pia Maria Thorén ve Mikael Leinsköld'e bahsettiğimde ve Agile yaklaşımda nasıl kullanılabileceğini anlattığımda çok ilgilerini çekti. Konferans sonrası havaalanında daha detaylı konuşmaya karar verdik. Sonuçta enteresan bir şekilde Amsterdam ve Stockholm uçuş kapılarının birbirine karışması ve uçuşlarımızın karşılıklı rötar yapması konuşmamızın derinleşmesini sağladı. Yaklaşık 2 saat süren heyecanlı ‘geleceğin iş yapış biçimi’ konulu sohbetimiz Pia-Mia’nın beni 2019 Haziran’ında yapılacak bootcamp için İsveç, Smögen’deki yazlık evine davet etmesiyle son oldu. Bu konuşmanın sonu belki de güzel bir başlangıcın vesilesiydi….
1 haftalık yoğun Bootcamp sonunda 19 ülkeden katılımcıyla Agile People Manifesto’yu hazırladık. Uluslararası arenada gittikçe önem kazanan bu Manifesto’da Türkiye’den de bir imza atılmış oldu. Ayrıca benzer zihniyete sahip, konusunda birçok deneyime sahip ve ‘geleceğin iş yapış biçimine şekil’ vermek isteyen global bir topluluğun aktif üyesi oldum.
2021 yılının Covid’den etkilenmiş iş yaşamında ben Hollanda’da, ortağım Şebnem Türkiye’de global Agile People hareketinin temsilcileri ‘geleceğin iş yapış’ biçimine katkıda bulunmaya devam ediyoruz.
Peki Nedir ‘Çevik İnsanlar’?
Agile People®, müşteri işbirliğinde Çevik değerleri yaymak, insanlara enerji vermek, liderliğe ilham vermek ve dünya çapındaki yeni iş yapış biçimleri dönüşümünü hızlandırmak için başlatılan küresel bir hareket.
Çevik İnsanlar (Agile People) ‘It is all about people’ diyen ve insanın potansiyeline inanan, Agile felsefesinde birleşmiş, farklı iş tecrübelerine sahip global bir Coach ve danışmanlar topluluğu.
‘Misyonumuz nedir?’ dersek Agile yaklaşımı bir ‘zihniyet’ olarak tüm organizasyonlarda yaygınlaştırmak diyebiliriz. Çevik İnsanlar, organizasyonları tutku, amaç ve özgürlük alanları olan platformlara dönüştürmek için çaba göstermekte.
Neden Türkçe’ ye çevirme ihtiyacı duyduk?
Aslında cevap olarak kısaca ‘günümüz iş dünyası gerçekliği’ ile ‘misyonumuzun örtüşmesi’ de diyebiliriz. Özellikle son 20 yılda yaşanan yıkıcı teknolojilerle gelen müthiş değişiminin üzerine 2020 Mart ayında tüm dünyayı sallayan Covid-19 krizinin de eklenmesiyle birlikte bambaşka bir iş dünyasına adımımızı hızla attık.
Endüstriyel dönemin ana felsefesi artık çalışmıyor! Lineer halde ilerleyen, birbirini takip eden, biri bitince diğerine geçilen bir iş süreci tarifi artık bir sürü organizasyonda çalışmıyor. Mesela Kazakistan’da çalıştığım yıllarda Kazakistan’ın bana çok farklı gelen iş yapış sistemini anlamakta çok zorlanmıştım. Sonradan öğrendim ki; Rusya döneminde örneğin bir arabanın motoru Rusya’nın başka bir uzak köşesinde yapılıyorken Kazakistan’da sadece kaporta yapılıyormuş. Bu şekilde aslında Rusya kendi bilgisini -yani gücü- kendisinde tutuyordu. Ancak şu anda durum son derece farklı. Günümüzde hangi bilgiyi kimden saklı tutabilirsiniz? Bilgi her yerde. Artık önemli olan hangi bilgiyi bildiğiniz değil.
Önemli olan bilginin hızla yayıldığı dünyamızda bu bilgiyi nasıl hızla özümseyip eko-sisteminizi de kullanarak bunu bir ‘çıktı’ya dönüştürebildiğiniz.
Çıktı derken bu konuya da dikkat çekmek istiyorum. İngilizcede 2 farklı kelime kullanılıyor bunun için: Outcome ve Output. Outcome fayda yaratacak, değer katan bir ‘sonuç’. Output ise yine bir çıktı ama değeri tartışılan bir meşguliyet. Örneğin, hepimizin yaşadığı, bütün gün bitmeyen toplantılara katılmak ve e-maillere cevap vermek bir ‘meşguliyet’ ancak gerçek bir ‘sonuç’ değil. Günün sonunda yorgunluğumuzun ötesinde elimizde bizi gerçek anlamda tatmin eden, hayatımıza anlam katan bir şey olduğunu hissediyorsak o zaman gerçek bir çıktı üretmişsiniz demektir.
Agile işte bu noktada çok önemli katkı sağlıyor. Altındaki birçok farklı çerçeve ile (Kanban, Scrum en bilinir olanları) müşteriyi göz önüne alarak gerçek değeri ortaya koymanızda size yardımcı oluyor.
Ancak şunu da unutmamak lazım:
Gün gelecek Agile yerine başka trend yöntemler / araçlar çıkacak, ancak insan her zaman merkezde olacak (ya da olmalı).
Mesela birkaç ay önce Hollanda Booking.com’da çalışmış IT geçmişli bir Agile Coach bana ulaştı. Sohbetimiz sırasında işe ilk başladığında bölümünde IT geçmişli tek Agile Coach’un kendisi olduğunu belirtti. Diğerleri psikoloji ya da HR geçmişine sahipmiş. Önceleri anlayamamış ancak daha sonraları bunun ne kadar önemli olduğunu kavramış. Çünkü Agile derken sadece metodolojileri öğrenmek yeterli değil, Davranışsal Ekonomi’den Organizasyonel Psikoloji’ye birçok konuya hakim olmanız ve bu kavramları pratiğe taşıyabilmeniz kritik. Bu bakış açısıyla Agile ‘zihniyeti’ şirket geneline yaymak daha kolay oluyor. Bu yüzden Agile People hareketi hızla yaygınlaşıyor ve Avrupa’da birçok şirketin ilgisini çekiyor.
Biz de Haga Organizational Explorers olarak bu kitabı yılların emeği, tecrübesi ve tesadüfü üzerine Türkçe’ye kazandırmak ve bu anlayışın önemi konusunda ülkemizde de bir farkındalık yaratmak istedik. Bu kitapta Agile’a insan odaklı taraftan nasıl yaklaşıldığını, İK’nın ve Liderliğin Çevik dönüşüm için neden önemli olduğunu göreceksiniz. 2019 yılında Utrecht Uygulamalı Bilimler Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Uluslararası Çevik İK Durum raporunda da İK’nın stratejik öneminin giderek arttığını gözlemlemiştik. Raporun da Türkçesi’ni de çevirmiştik, şimdi de bu önemli kitabı çeviriyoruz.
Zeitgeist
Tam olarak Türkçe çevirisi olmayan belki ‘Zamanın Ruhu’ olarak çevirebileceğimiz Zeitgeist üzerinden düşünürsek aslında Hayat bir puzzle. Ve bir puzzle’ı lineer şekilde yapamazsınız: Kategorize edebilirsiniz, renklere ayırabilirsiniz, ancak değişik bölümleri birbirine iyi bir şekilde bağlayarak bütünü zamanla oluşturursunuz. İş hayatı da bir puzzle gibi artık. Hiyerarşik yönetim yaklaşımları gelişmiş ülkelerde hızla önemini kaybederken ünvanlar da değişiyor. CEO için ‘Chief Enabler Officer’ tanımı kullanılmaya başlandı bile. Değişen iş modelleri ile birlikte 2027 yılında bağımsız çalışanları sayısının bir şirkette sürekli çalışanların sayısını geçeceği öngörülmekte. Yani birbiriyle işbirliği yapan, birbirine ilham veren, bilgilerini paylaşan ve bundan 2+2>4 çıktı üretebilen ve puzzle’ın daha kolay tamamlanmasına katkı sağlayan çalışan toplulukları önem kazanacak.
Bu değişim sürecinde tefekkür etmenin gereği ‘unutma ve yeniden öğrenme’ den geçiyor. Bu eski benliğinizin alışkanlıklarını bırakıp, kendinizi keşfetmektir. Dr. Sinan Canan “sinirbiliminde sinaptik bağlantıları budayıp yeni bağlantıları filizlendirmek” olarak nitelendiriyor bu durumu.
Biz de Agile People Coach’lar olarak sınırlayıcı yapıları (limiting structure) budayıp, destekleyici yapıları (supporting structure) arttırarak ve kültürü insanı merkeze dair oluşturarak yolumuzda ilerliyoruz.
Agile herşeyi değiştirecek mavi hap değil, yeni bakış açılarına yol verecek ve kendi içinde de evrilecek güzel ve önemli bir yöntem sadece. Kendinizi keşfetmenize yardımcı olması belki de en güçlü tarafı.
Umarım bize ilham veren bu yaklaşım, sizlere de yoldaşlık eder.
Inanc Civaz
Haga Business Consultancy Kurucu Ortak
inanc.civaz@hagaconsultancy.com
Not: Kitaba tüm satış kanallarından ulaşabilirsiniz. Dilerseniz linklerden herhangi birine tıklayarak da edinebilirsiniz:
- Idefix
- D&R